02/12/2014 0:57
16. yy başlarında dünya üzerinde keşifler büyük bir çoğunlukla Avrupalılar tarafından gerçekleştirildi. Bu keşifler genellikle gemici olan milletler tarafından gerçekleştirildi. Bu milletler Portekizliler, İspanyollar, İngilizler ve Fransızlardır.

Bu yıllarda Avrupalılar pusulayı ve barutu Çinlilerden öğrendiler. Bu öğrendikleri pusula ve barutlar keşiflere çıkmaları bakımından çok işlerine yaradı. Gemilerine koydukları pusulalarla yıllarını buluyor, yaptıkları toplara barutları yerleştirerek de yeni serüvenlere güvenli bir şekilde çıkmayı sağlıyorlardı.  Osmanlı İmparatorluğunun büyümesi ve İstanbul'un Fethi sonucunda Avrupa ülkeleri Çin ve Hindistan'a ulaşamadılar. Bu yolların kapanması sonucunda ticaret anlamında Avrupa devletleri büyük sıkıntılar çekti. Bu yüzden dolayı karayı bırakıp gemi ile deniz yolunda ulaşmayı denediler. Hiçbir ülke ile toprakları geri almak adına savaşmak yerine deniz yolu ile ulaşmayı daha avantajlı buldular. Amaçları baharat ve altın getirmekti.

Portekizliler Afrika'nın kuzeyinde bulunan Septe ve Tancayı kendi topraklarına katmışlardı. Ele geçirdikleri topraklar Gine kıyılarına kadar uzanmalarına kolaylık veriyordu. O yıllarda Portekiz Kralının oğlu Prens Henri, keşiflerle çok ilgileniyordu. Hiçbir zaman keşiflerden hevesi kaçmayan Henri o yıllarda bu işlere çok ilgi gösterip birçok keşif seferi düzenliyordu. Prensin bu ilgi ve alakasına karşılık halk ona Gemici Henri diyordu. Ancak Henri bütün çabalarına rağmen, Portekizliler daha aşağılara inmek istemiyorlardı. Afrika'nın o yıllarda keşfedilmemiş güney kıyılarına, kimsenin gidip görmediği yerlere gitmeye korkuyorlardı. Korkmalarının sebebi ise aşağılara doğru inildikçe çok yoğun sıcaklıkla karşılaşacaklarını ve bu sıcaklık gemilerini yakacaklarını düşünüyorlardı. Bunlardan kurtulunsa bile fırtına ve kayalıklara çarpıp batacaklarını düşünüyorlardı. İşte bu yüzden dolayı Henri bu seyahate cesaret edecek bir gemici bulamadan öldü. Ancak Portekizliler keşif ve ticaret gezilerini devam ettirdiler.

Aradan geçen yıllar sonra Kango kıyılarını keşfettiler. Buraya yerleştiler. Henri'nin ölümünden yıllar sonra, onun aradığı nitelikte bir gemici çıktı. Bu gemici cesur ve atikti. İsmi Bartelomeo Diaz'dı. Yaşı 37 idi. Ve yıllar önce Henri'nin istediği seyehat için denizde yol almaya başladı. Amacı ise Afrikanın en güney noktalarına ulaşmak, deniz yolunu kullanarak Hindistan'a ulaşıp ulaşılamayacağını öğrenmekti. Diaz ekvatora doğru yaklaştıkça inanılmaz derece sıcaklıklar artmaya başlamıştı. Ve bu sıcaklığın artması tayfa üzerinde yıllardır akla gelen kötü olayları canlandırmış oldu. Acaba eski denizcilerin anlattığı hikayeler doğru muydu diye düşünmeye başlamışlardı.

Bu düşünceler içerisinde yollarına devam ettiler. Başlarına çok şey geldi. Sıcaktan bunaldılar, fırtınadan gemileri tahrip gördü ancak yollarına hiç durmadan devam ettiler. Güneye doğru inildi. Sonunda Ümit Burnu adı verilen noktada Afrika Kıtası sona erdi. Bu burnu keşfettikten sonra sola doğru ilerlediler. Artık şüphe yoktu ki deniz yolu ile Avrupa'dan Hindistan'a geçiş bulunmuştu.

 

Korkusuzca ve büyük bir cesaret örneği gösteren Diaz, ülkesine geri döndüğünde Portekiz'in, Lizbon şehrinde büyük bir törenle karşılandı. Onun dönüşünü görenler arasında Kristof Kolomb da vardı.  Diaz bu büyük keşiften sonra daha büyük keşifler için hazırlanmıştı ancak hiçbirini gerçekleştiremeden hayatını 1500 yılında 50 yaşlarında gözlerini dünyaya yumdu.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi