Yatırımcı, hangi sektörde olursa olsun, giriştiği işin geleceği konusunda her zaman endişe taşır. Ancak bir markanın franchising kullanımını satın alan girişimci, öncede başka ve benzer pazarlarda denenmiş, başarılı olduğu ve tüketiciler tarafından ilgi gördüğü kanıtlanmış bir işe girişmektedir.
Franchising sisteminde, bağımsız yatırıcı, kurumsal ve güçlü bir marka yaratmak için sıfırdan başlamak yerine, iyi bir imajı olan, prestijli bir markanın bayiliğini almayı tercih eder. Yani, ekonomideki belirleyicilerin sürekli değiştiği çetin pazarlama dünyasında, risk almadan, getirisinin olumlu olacağı bilinen bir iş anlaşması imzalamış olur.
Satılan ürün veya hizmetin potansiyel müşteriler tarafından farkedilmesi, hatırlanması ve tercih edilmesi, ancak marka bilinirliği ile mümkündür. Kendi adı ile iş yapan küçük bir işletmecinin yıllar içerisinde ancak yakın çevresinde sağlayabileceği bilinirlik ve itibar, franchise işletmelerde tabelanın asıldığı gün sağlanır. Çünkü marka, müşterinin tanıdığı, bildiği, güvendiği ve mal veya hizmetlerini daha önceden tercih ettiği bir markadır. Bu nedenle bu markanın ürün veya hizmetlerini tekrar satın almakta hiç bir sakınca görmez.
Girişimci, önemli ölçüde para harcayarak kazanabileceği müşteri portföyüne, franchising sayesinde işini kurar kurmaz sahip olur. İş hayatının zorlu ilk basamaklarını çıkarken beraberinde, güven duyabileceği profesyonel bir destek kazanır. Bu da motivasyonu büyük ölçüde arttırır.
Franchising sayesinde iş hayatına adım atan yatırımcı, hem kendi işine sahip olmuş, hem de başarısı onaylanmış ve tecrübeli bir markanın gücünü arkasına almış olur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.