Vücutta biriken yağ dokusunun normalden fazla olmasıyla , son yılların en önemli hastalığı kabul edilen şişmanlık yani obezitenin, hastalık boyutunda olması için belli kriterleri vardır.
Beden Kitle Endeksi (BKİ) normal insanlarda 20-24 kg/m2'dir. 25-29 kg/m2 olanlar biraz obez, 35kg/m2 fazla olanlara da morbid obez yani hastalık derecesindeki obez denir. 35kg/m2 olana yada üzerinde olanlar mutlaka tedavi altına alınmalıdır. Yoksa ileride psikolojik, sosyal, ekonomik, seksüel, ve önemli başka hastalıklar da gelişebilir. Bahsi geçen önemli hastalıklar; meme, rahim, kalın barsak, erkeklerde prostat, kanseri gibi kanser vakalarına, ayrıca kalp ve damar hastalığı, yüksek tansiyon, şeker hastalığı bel ve kalça eklemlerinde bozukluklar görülebilmektedir.
Fiziksel aktivitenin yaşamımızda arttırılması, tıbbi beslenme tedavisi ve egzersiz morpid obezitenin tedavi seçeneklerindendir. Ancak ilk olarak tıbbi beslenme tedavisi ile başlanmalıdır. Bunun yanında sürekli olan yürüyüşler en önemli egzersizdir. Bu tedavi yöntemleri ile başarı elde edilemeyen hastalar ilaç tedavisi eklenmelidir. Psikoterapi, şişmanlık tedavisinin vazgeçilmez bir unsurudur. Ayrıca psikoterapi almak yeme alışkanlıklarının düzelmesinde çok faydalı olacaktır.
Akupunktur, şişmanlık tedavisinde en çok kullanılan yöntemlerdendir. Fakat bu yöntem kısa süreli yarar sağlamaktadır. Düşük kalorili beslenme tarzı olduğundan fazla kilo kaybı sağlayan, ancak kilo kaybı için davranış değişikliği kazandırmayan, bu sebeple kalıcı olmayan bir tedavi yöntemidir.
Obezite tedavisinde önerilen yöntemlerle kilo kaybetmek mümkündür. Fakat, önemli olan kilo kaybından çok, kaybedilen kilonun korunması ile ilgilidir. Tüm şişman ve obez hastaların en önemli sorunu budur. Hastaların sadece %5'i ve %10'u ulaştığı kiloda kalabilmektedir. Geri kalan %90-95'lik kısım yeniden kilo almaya başlamaktadır. Bazı hastalar vardır ki, ilk baştaki kilosunun bile üstüne çıkar.
Obezite tedavisinde en önemli olay kilo kaybı değil, erişilen kiloyu koruyabilmektir. Hastalar tedavi başlangıcında, hedeflerin doğru şekilde anlatılması ve uygulayabilecekleri en uygun tedavi yönteminin önerilmesi gerekmektedir. Obezite tedavisinde, ameliyat uygulanan hastalarda başarılı olma oranı %80-85 gibi oldukça yüksek bir başarı oranı vardır.
Deneyimli bir cerrah ekip, daha önce uygulanmış ve başarı ile sonuçlanmış bir yöntem ve cerrahi sonrası hastayı yakından takip etmek en önemli unsurlardır. Bunların yanı sıra; hastanın ameliyatı kabul etmesi ve ameliyat öncesi ve sonrasında yapılması gerekenleri ve uyarıları dikkate alması ve uygulaması gerekir. Hasta ameliyattan önce, hastane koşullarında biraz zayıflatılmalı, endokrinolojik yönden muayene ve inceleme yapılmalıdır. Böylelikle ameliyat sonrası uyumu sağlanmaya çalışılmalıdır.
Obezite yönünden ameliyata yönlendirilen hasta için uzmanın önerisi tek başına yeterli değildir. Hastanın bu tedaviyi benimsemesi kadar, ameliyatı yapacak olan cerrahında hastayı gördükten sonra ameliyat kararını onaylaması gerekmektedir. Operatör Dr. Ameliyat sonrası hastaya ilk 6 ay boyunca yaşamının nasıl olacağını, geçici ve kalıcı zorlukları, oluşabilecek sorunları hastaya anlayabileceği dilde anlatılmalıdır. Çünkü bazı hastalarda ameliyattan sonra verilen kiloların, beslenme hataları yüzünden geri kazanıldığı durumlarda söz konusudur.
Ameliyat tedavisinde asıl amaç, mide hacminin küçültülmesidir. Ancak, hasta günlük kalori gereksinimini doktoru tarafından tavsiye edilen gıdalar yerine, sıvı tatlılarla ya da atıştırmalıklarla karşılamaya başlayınca kiloyu geri almaya başlar.
Karbonhidrat alışkanlığı olanlar, alkolikler, sosyal uyum sorunu olanlar, psikolojik veya zeka sorunu olanlar, aile desteği alamayacak olanlar, sıvı gıda alımı bağımlısı olanlar, kalp hastalığı ve ameliyata sorun teşkil edecek yandaş hastalığı olanlar cerrahi yöntemle tedavi konusunda uygun aday değillerdir. 18-60 yaş aralığı obezite cerrahi tedavisi için uygun yaş aralığıdır. Ameliyat hamilelik yada doğum yapmak için sorun teşkil etmez.
3 tip obezite cerrahisi yöntemi vardır. İlki kapalı yöntemle yapılan cerrahi tedavi, diğer ikisi ise karın açılarak yapılan ameliyatlardır. Ameliyat maliyeti açısından bakıldığında, kapalı yöntemle yapılan ameliyat daha maliyetlidir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.