Modern tıp uygulamalarının tartışılmaz faydalarının yanı sıra, göz ardı edilemeyecek komplikasyonlarının gün geçtikçe artması, ayrıca özellikle yaşam ve çalışma biçimlerinden kaynaklı eklemsel hasatlıkların, kısa vadeli tedavisinde yetersiz kalması değişik tedavi arayışlarını doğurmuştur.
Son yıllarda alternatif tıbba rağbetin artmasıyla sayısız tedavi yöntemiyle tanışmaya başladık. Hemen her toplumda görülen çeşitli masaj ve kas-kemik terapi uygulamalarının bilimsel bir altyapıyla geliştirildiği tedavi yöntemi olan kayropraktik diğer alternatif tedavi yöntemlerinden farklı olarak hem çağdaş tıpla iç içe çalışması, hem de yüksek memnuniyet ve tedavi sonuçlarıyla modern tıptan muzdarip milyonlarca kişiye umut ve şifa kaynağı oluyor Birçok profesyonel atletin yardımını aldığı bir tedavi yöntemi olması kazandığı popülariteyi yansıtması bakımından önemlidir.
Kayropraktikin doğuşu:
Yunanca kökenli bir kelime olan Kayropraktik ( chiropractic), ‘’ El ile uygulama yaparak iyileştirmek’’ anlamına gelir. Bu terim ilk olarak bu tekniğin kurucusu sayılan ve tekniğin dünyada tanınmasını sağlayan ve sistematik altyapısını oluşturan David Daniel Palmer’ın çalışmalarından doğmuştur. İlginçtir ki, Palmer bu tedavi tekniğine ‘"Şiropraktik"’ adı verirken ve hastası olan rahip Samuel H. Weed bu yeni doğan mesleğin ismini Kayropraktik olmasının modern tıbbi terminolojiye daha uygun düşeceğini düşünerek mesleğin bu terimle anılmasını ve bilinmesini sağlamıştır.
Spinal manipülasyonun (elle omurga tedavisi) tarihi, Hipokrat ve eski Yunan hekimlerinden antik Hindu- Çin tıbbına kadar gitmesine rağmen , Kayropraktikin sistematik anlamda keşfi, 1895’de Amerika Birleşik Devletleri, Davenport, Iowa’ da başlar ve ilk kayropraktik okulu ile 1897'’te David Daniel Palmer tarafından kurulmuştur. Palmer, Kayropraktik mesleğinin teorisini ve metodunu oluşturmakla kalmamış, bu yeni yöntemin tıb dünyasında tanınmasını sağlayacak ilk başarılı uygulamalara da imza atmıştır.
Kayropraktik Amerika Birleşik Devletlerinde gelişmesi ve oradan dünyaya yayılması, ilk sayılabilecek başarılı uygulamaların yanında tıp eğitimi ve uygulamalarında reformların yaşandığı bir dönemde gündeme gelmesiyle de yakından ilişkilidir.
Kayropraktik tedavinin gerçekten tutulup, küresel anlamda umut kaynağı olmasında ortaya çıkardığı başarılı sonuçlarla birlikte üzerine yükseldiği felsefi temelin de rolü büyüktür. Omurga ve kas iskelet sisteminin oluşturduğu yapı ile sinir sistemi tarafından koordine edilen fonksiyonlar arasındaki ilişki kayropraktiğin temelini oluşturur. Ayrıca, sağlığı koruma ve geriye kazandırma bakış açısı kayropraktiğin felsefi özüdür. Meslek içerisindeki uzmanların çoğunluğu, kayropraktik felsefesinin; holizm (bütüncülük), vitalizm, naturalizm, muhafazakârlık, eleştirel rasyonalizm, hümanizm ve etik kavramlarını içerdiğini fakat bunlarla sınırlı olmadığını özellikle vurgularlar.
Kayropraktik uygulamaların ortaya çıkardığı başarılı sonuçlara rağmen, özellikle toplumumuzda halk arasında bilhassa modern tedavi olanaklarının pek ulaştırılamadığı alanlarda, yaygın olan sınıkçılıkla hiçbir alakası yoktur. Hatta Kayropraktik tedavinin ön şartı ağrı şikayetleriyle gelen insanların kırık, çıkık, kansere bağlı, kemik erimesi, iltihabi kaynaklı olmayan kas-iskelet-sinir sistemi rahatsızlıkları taşımalarıdır. Birçoklarının karıştırdığı gibi bu tedavi salt rahatlatmaya yönelik masaj uygulaması da değildir. Masaj kayropraktik tedavinin birçok tekniğinden sadece biridir.
Kayropraktik tedavi, vücudun mekanik sorunlarının, gayet mantıklı şekilde mekanik müdahalelerle ortadan kaldırılması esasına dayanır. Örneğin, sinirlerin omurların arasına sıkışması ile oluşan bel fıtığında, antienflamatuar ve ağrı kesici ile semptomatik sözde tedavi yerine, mekanik olarak sıkışmış omurların arasını açmak ve kalıcı olarak siniri rahatlamak çok daha kalıcı ve etkin bir çözümdür. Kayropraktik uygulamaları, cerrahi düzeye gelmemiş, kas, iskelet ve omurga sisteminin biyomekanik bozuklukları ve bunun sinir sistemi üzerinde yarattığı problemler üzerinde durmaktadır. Biyopsikososyal sebepler ve sonuçlar, hastanın tedavisinde önemli faktörlerdir.
Kayropraktik tedavinin diğer geçerliliği henüz sınanmamış uygulamalardan farklı olarak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından da onaylanmış bugün en yaygın şekilde ABD’de olmak üzere 100’den fazla ülkede insanlara şifa dağıtmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü tarafından tanımlandığı şekliyle bu uygulama: ‘’ Kayropraktik, sinir-kas-iskelet sistemleri bozukluklarının teşhisi, tedavisi ve önlenmesi ve bu bozuklukların genel sağlık üzerindeki etkileri ile ilgili sağlık hizmeti veren, sublüksasyon (çıkık ve kırık olmadan ekseni bozulmuş normal eklem) üzerinde özel bir odaklanma ile patolojik eklem biyomekaniğini düzeltme yapan ve vücudun doğal olarak iyileşmesini sağlayan ve bu alan içerisine giren manuel teknikleri içeren bir uzmanlıktır . Kayropraktik kas-iskelet sisteminin mekanik rahatsızlıklarının tanı, tedavi ve önlemlenmesinde ve bu mekanik rahatsızlıkların genel sağlık ve sinir sistemi üzerinde etkileri ilgili bir sağlık mesleğidir. Omurganın mekanik bozukluklarını düzeltmek başta olmak üzere, yumuşak doku ve diğer eklem manuel tedavilerine önem verir. ’’ denilerek kapsamlı tedavi alanları ortaya konur. Kayropraktik uygulamalar özellikle Birleşik Devletler’de eğitimli uzmanlar tarafından, yardımcı personele gerek duymadan ve minimal ek maliyetlerle uygulandığı için sigorta şirketleri tarafından da desteklenen bir tedavi yöntemidir. Ancak, görece çok daha ucuz, zahmetsiz ve kalıcı çözümler üretmesinin yanı sıra, özellikle ehil olmayan ellerde ve uygun olmayan ortamlarda yapılan hatalı uygulamalar nedeniyle istenmeyen sonuçlar doğurması büyük ilaç fabrikaları ve çeşitli kuruluşlar tarafından birtakım karalama kampanyalarına da hedef olmasına yol açmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü gerek ABD’de gerekse de dünyanın diğer ülkelerinde bu yeni tedavi yönteminin yetişkin kimselerce yapılmasını sağlamaya yönelik faaliyetler içerisindedir. Bunun için ülkelere göre lisanslı eğitim merkezleri ve sertifika programları açılması için çalışmalar devam etmektedir. ABD'de lisans alabilmek icin 2 yıl egitim görmeniz ve 4 adet sınavdan geçmeniz gerekmektedir. mezun olununca kayropraktik doktor (d. c. ) veya karyopraktik tip doktoru (d. c. m. ) unvani alınmaktadir. 2 yılıik eğitim bir çok eyalette 4 yıla cıkarilmaya calışılmaktadır. Lisans alındıktan sonra yıllık 10-50 saat arası eğitim seminerlerine katılmanız gerekmektedir.
Ülkemizde Kayropraktik Tedavi
ABD’de ortaya çıktığı ilk yıllardan itibaren ülkemizde de çeşitli şekillerde kullanılan Kayropraktik tedavi son yıllarda özellikle İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde oldukça yaygın bir tedavi halini almıştır. Bu hizmetin verildiği kliniklerde birçok tanınmış ismin tedavi olması ülkemizdeki yerini göstermesi açısından dikkate şayandır. Kayropraktik tedavinin ülkemizdeki yerini ve imkanlarını anlatması bakımından bu alanda ülkemizdeki en yetkin isimlerden Dr. Ayşegül Öztürk’un bir gazeteye verdiği şu röportaj fevkalade bilgilendiricidir:
“Vücuda rot-balans ayarı yapıyorum”
Dr. Ayşegül Öztürk vücuttaki fazla enerjiyi boşaltarak kişiyi başta stresten kurtarıyor. Söylenenlere göre “müdavimleri” arasında Rahmi Koç ve Saba Tümer gibi isimler de var
Tedavi nasıl işliyor?
Hastayı muayene ediyoruz, tahlillerine bakıyoruz. Nörolojik ve ortopedik testler yapıyoruz. Bizim elle ilgili duyularımız çok gelişiyor eğitimle. Elle yaptığımız muayenelerde derin dokulardaki kas kasılmalarını, sinir düğümlerini, boyun omurgasının hareket kısıtlılığı ve ağrısını tespit ediyoruz. Bize genellikle bel, baş, boyun ağrıları gibi iskelet sistemiyle ilgili ağrılarda başvuruluyor. Mide sorunları, migren, uykusuzluk gibi sorunlarla da gelen var. Baş ağrısını giderdiğimizde ise uykusuzluğunuz da geçiyor mesela. Hangi şikayetle giderseniz gidin sistemin bütününü etkiler kayropraktik.
Stres, korkular, hastalıklar, yanlış beslenme, uykusuzluk, doğadan kopukluk, iletişimsizlik, aşırı çalışmak... Bütün bunlar insan vücudunda fazla enerjinin, elektriğin birikmesine ve sistemin çalışmamasına yol açıyor. Vücut kasılıyor, tıkanıyor ve yoğun enerjiden kurtulamadığı için de yaşam kalitesi düşüyor, özellikle ağrılar baş gösteriyor ve kişi kendini iyi hissetmiyor. Hatta bazen vücutta hiçbir hastalık olmamasına, bütün tahlillerin düzgün çıkmasına rağmen kişi hasta oluyor. Kayropraktik uzmanı Dr. Ayşegül Öztürk’ün söylediklerine göre ise bu tablonun nedeni aşırı strese, elektrik yüküne ve enerji birikmesine bağlı olarak sisteminin tıkanması, fonksiyonunu yitirmesi ve çalışmaması. “Vücut kendini onarmaya, sistemde bir bozukluk olduğunda onu düzeltmeye programlanmıştır. Ancak sistem bozulabiliyor. Bizim amacımız ise sistemin kendi iç dengesini çalıştırmak, vücutta sıkışan ve sıkıntı yaratan enerjiyi düzenlemek, çalışmayan sistemi çalışır hale getirmek. Vücutta biriken enerjiyi boşalttığınız zaman bütün sistemler rahatlıyor, çalışmaya başlıyor ve kişinin sıkıntıları gidiyor. Elektriksel check-up yapıyoruz aslında” diyen Öztürk, vücuda aslında “rot-balans ayarı” yaptıklarına dikkat çekiyor. Bunun içinse kayropraktik tekniklerini ve akupunktur kullanıyor.
Dr. Ayşegül Öztürk Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Yani doğu tıbbını batı tıbbıyla birleştirmiş aslında. Tıp fakültesini bitirdikten sonra Amerika’da kayropraktik ve akupunktur eğitimi almış. Pek çok ünlü isim de vücutlarındaki “tıkanıklıktan” kurtulmak için ona gidiyor. Gazeteci İclal Aydın ondan “hayatımı kurtaran kadın” olarak söz ediyor; işadamları, gazeteciler, sanatçılar, bakanlar “müdavimi” olmuş durumdalar adeta.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.