İnsanoğlu yaratıldığı ilk günden beri sürekli kendini ve çevresini tanıma çabası içerisinde olmuştur. Bu merak duygusu ve algıları insanları diğer canlılardan ayıran en büyük özelliktir. Aynı şekilde sorularına cevap bulabilmesi için de muazzam bir mekanizmaya sahip olan beynini kullanmak zorundadır. İnsanı insan yapan, çevresini ve kendisini algılamasını sağlayan bu sistem bazen değişik yanılsamalara yol açabiliyor. Psikolojik rahatsızlık olarak tanımladığımız bu yanılsamalar her ne kadar hastalık başlığı altında incelense de aslında beynimizin oynadığı küçük oyunlardır. Ancak bu davranışların kronikleşmesi ve bazı fizyolojik bozukluklara yol açması hastalık olarak incelenmesine yol açıyor. Bu rahatsızlıklardan bazıları şunlardır :
OTHELLO SENDROMU
Adından da anlaşılacağı üzere bu hastalık ismini ünlü oyun yazarı William Shakespeare'nin ‘Othello' adlı eserinden almıştır. Kişinin sevdiği bir kişiyi hastalık derecesinde kıskanması olarak tanımlanabilir. Othello sendromu taşıyan kişiler genellikle sevdiklerine karşı güvensizlik duygusu beslerler. Sürekli onlar tarafından ihanete uğrayacaklarını düşünür ve bu yönde senaryolar üretilirler. Hastalığın derecesine bağlı olarak bazı durumlarda hastalar bu senaryonun gerçekliğine o kadar inanırlar ki sevdikleri kişilere zarar vermeye başlarlar. Othello sendorumunu aynı zamanda ‘Patalojik kıskançlık ‘ olarak ta tanımlamak mümkündür. Ancak burada bahsedilen kıskançlık sıradan bir duygu gibi değildir. Kıskançlığın aşırılığa kaçmış halidir ve genellikle hastaların kendilerine veya sevdiklerine olan güvensizliğinin dışa vurum şeklidir.
YABANCI EL SENDROMU
Beynin iki yarım küresi arasındaki iletişimin zayıflaması veya tamamen bozulması sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Hastalığın ilk ve henüz ilerlememiş aşamalarında hasta bir eliyle tuttuğu nesnenin şeklini algılayamıyor. Daha ileriki aşamalarda ise ellerden biri tamamen kontrolden çıkıyor ve istemsiz hareketler yapmaya başlıyor. Kısaca hasta eline hükmedemez hale geliyor. Bu konu hakkında ilk araştırmalar , 1908 yılında Almanya'da bir kadının gece uyurken sol elinin kendisini boğmaya çalıştığını söylemesi üzerine başlatılmıştır. Daha sonraları edinilen bilgilere göre hastalığın sebebinin beyin işevinin bozukluğundan oluştuğu ortaya çıkmıştır.
OLFAKTÖR REFERANS SENDROMU
Kişinin sürekli çevresine kötü koku yaydığını düşünmesi durumu ‘Olfaktör referans sendromu' olarak tanımlanıyor. Bu hastalık kişilerin sosyal yaşantısını büyük ölçüde mahveden bir durumdur. Bu hastalığa yakalanan kişiler sürekli çevrelerinden özür dilemeye çabalıyor veya yaydıklarını düşündükleri kokudan kurtulmak için sık sık diş fırçalamak ve banyo yapmak gibi önlemler almaya çalışıyorlar. Genellikle bu sendorumun saptandığı kişiler toplum arasına girmeyi reddediyor ve depresyona kadar giden bir süreç yaşıyor.
CAPGRAS SENDROMU
Kişini çevresindekilerin gerçek olmadığına veya başkalarının onların yerine geçtiğine inanması durumu ‘Capgras sendromu' olarak tanımlanıyor. İlk kez Fransız psikaytr Capgas tarafından 1923 yılında tanımlan olan bu sendrom şizofrenin bir belirtisi olarak da görülebiliyor. Sürekli tetik halinde ve gerçek olmadıklarını düşündüklerini sahnelerde yaşayan hastalar psikolojik yorgunluk yaşıyor. Bu hastalığın kadınlarda görülme oranın daha fazla olduğu saptanmıştır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.