Artan nüfus oranıyla birlikte özellikle son yıllarda, yiyecek gereksinimi önem kazanmıştır. Bu gereksinimle birlikte, tarım sektöründe oldukça fazla gelişmeler meydana gelmiştir. Birçok tarım tekniğiyle birlikte, tarımsal faaliyetler hız kazanmıştır.
Tarım yaparken, çiftçilerin başına bazı dezavantajlar gelmektedir. Bu dezavantajlardan birisi ise, toprakta olması gerekenden fazla toplanan sulardır. Tarımsal faaliyetlerin yürütülebilmesi için, toprakta biriken fazla suların boşaltılması gereklidir. Bu amaçla, toprağa tüneller açılır ya da borular döşenir. Bu tünel ve borulara "akaç" ismi verilmektedir.
Topraklardan fazla suyun akaçlar yardımıyla boşaltılması eylemine, "akaçlama" denilmektedir. Akaçlama eylemi, toplumda daha çok drenaj olarak bilinmektedir. Daha çok akaçlama işlemi için tüneller insan gücüyle açılmaktadır. Bunun dışında, akaçlama eylemi için doğal akaçlar da bulunmaktadır. Bu akaçlara en iyi örnekler ise, akarsulardır. Bir bölgede toplanmış olan kar ve de yağmur suları bir akarsu tarafından toplanır ve kendinden daha büyük akarsulara ve denizlere boşaltılır. Bu tür akarsular, doğal akaçlama türleri arasında gösterilmektedir. Eğer akarsular topladıkları suyu bir havzaya boşaltırlarsa, bu havzaya akaçlama havzası adı verilmektedir.
Eğer toprakta biriken fazla su akaçlama yöntemiyle devredilmez ya da boşaltılmazsa, o toprağın olduğu bölge bataklığa dönüşmektedir. Bataklık olan bölgelerde ise, tarım faaliyetlerini yürütmek imkansızdır. Bu nedenle, toprağın bataklığa dönüşmesini engellemek için akaçlama çalışmaları yürütülmektedir. Aynı zamanda eğer bir bölge bataklığa dönüşmüşse, bu bölgede de drenaj çalışması yapılarak bu topraklar tarım hizmetine kazandırılabilmektedir. Bunun örneği ise, dünya çapında büyük çalışmalarla mevcuttur. Örnek vermek gerekirse, Doğu İngiltere, İtalya’da bulunan Po vadilerinde, Mısır’da yer alan Nil vadisinde ve de ABD’de Atlas Okyanusu’nun kıyılarında, sular altında kalmış topraklar için geri kazanım çalışmaları yürütülmüş ve bu topraklar tarım alanlarına dönüştürülmüştür.
Toprakların drenaj işleminde, düz topraklardaki akaçlama eğimli topraklara kıyasla daha zor gerçekleştirilmektedir. Eğimli topraklarda açılan kanalların amacı, suların bir akarsu ya da denize ulaştırılmasını sağlamaktır. Toprak eğimli bir yerde bulunduğundan, drenaj işlemine uğramayan sular da açılan kanallara ulaşabilmektedir. Bu duruma, toprağın sahip olduğu doğal eğim neden olmaktadır. Düz topraklarda ise, toprağın yapısının nasıl olduğu büyük önem taşımaktadır. Örnek vermek gerekirse, kumlu topraklarda sular derine doğru sular ve yer altı sularına karışır. Yani su, yüzeyde birikmez. Killi topraklarda ise durum biraz daha farklıdır. Killi toprakların meydana gelen düzlükler, geçirimsiz bir yapıya sahiptir. Bu tür yerlerde sular derine sızmaz ve yüzeyde kalır. Bu suların topraktan uzaklaştırılabilmesi için, yerleştirilen akaçların balık kılçığı düzeninde olması gereklidir. Toprağa yerleştirilen boruların çevresine çakıl taşları yerleştirilir. Bu boruların, ayırt edici bir özelliği bulunmaktadır. Bu özellik, boruların gözenekli yapıda olmasıdır. Böylece, boruların içinden akan su, dışarıya sızmaktadır. Akaçlama için yerleştirilen borular, toprağın en az 45 cm altına gömülmelidir. Bunun nedeni ise, toprak sürülürken boruların zarar görmemesidir.
Akaçlama için, akaçlara kesinlikle belirli bir eğim kazandırılmalıdır. Eğer eğim kazandırılmazsa, suların düzenli akışı gerçekleşemez. Bu durum, düz araziler için geçerlidir. Düz arazilerde bu sorunu aşmak için, akaçların zaman zaman kazılarak derinleştirilmesi gereklidir. Böylece, akım için gerekli eğim sağlanmış olur. Akaçlama, tarımın düzenli bir şekilde yürütülebilmesi için oldukça gereklidir. Yoksa toprak bataklık haline gelebilmektedir. Günümüzde akaçlama çalışmaları ise, makineler tarafından yürütülmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.