İnsan fizyolojisi, oldukça sistematik ve kusursuz bir şekilde yaratılmıştır.  Çok düzenli bir şekilde işleyen sistemde, çok çeşitli maddelerden oluşan her yapının bir görevi vardır ve bu yapılar görevlerini kusursuz olarak yerine getirirler.

Bu fizyolojik yapı, her organizmada aynı şekilde işlerken, organizmalar arasındaki çeşitliliği DNA denilen yapı meydana getirmektedir.  Bilim dünyasındaki açılımı Deoksiribo Nükleik Asit olan DNA, bir nevi canlıların kimlik kartını oluşturmaktadır.  Canlıların fiziksel ve kimyasal özelliklerini bünyesinde barındıran DNA, bu bilgileriz kendi zincirinde bulunudurur. Bu zincir ise,  hücrenin içerisinde yer alan ve çekirdek adı verilen bir organelin içerisindedir. Bir insanda yaklaşık olarak 70 ile 100 trilyon arasında hücre bulunmaktadır. Ve bu hücrelerinin her birinin içerisinde DNA molekülü ayrı ayrı yer almaktadır. Yalnız, insan vücudundaki her hücrenin farklı bir fonksiyonu vardır. Buradaki en dikkat çekici nokta ise, her hücre bulunduğu yapı gereği farklı bir fonksiyona sahipken, bu hücrelerdeki DNA'lar aynıdır fakat hücreler birbirinden farklıdır.

Hücrelerdeki farklılığı meydana getiren şey ise, DNA molekülünün üzerinde yer alan ve ‘'Histon'' adı verilen moleküllerdir. Histon molekülleri, DNA'nın bazı bölgeleri hariç, DNA molekülünün üzerini kaplar. Bu kaplama işlemi, hücrenin yer aldığı fonksiyona göre değişmektedir. Örnek verilecek olunursa, işitme organında yer alan hücrelerdeki DNA'ların, yalnızca işitme ile ilgili kısımları açıktır. Diğer kısımlar, Histonlar tarafından kapatılmaktadır. Bu durum, bütün vücut hücreleri açısından geçerlidir. Histonlar, sadece hücre fonksiyonunun olduğu yeri açık tutarlar. Diğer kısımlar ise, kapatılmaktadır.

İşte tam da bu noktada, insan vücudunun kusursuz yapısı çok açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Çünkü, DNA'ların hepsi histonlar tarafından kapatılsaydı, hücreler hiçbir fonksiyona sahip olamazdı. DNA'ların kendini hatasız bir şekilde kopyalama özelliği, hücrelerin görevlerini doğru bir şekilde yapmalarını sağlamaktadır.

DNA'nın yapısı incelendiğinde, DNA çift zincirli bir halde bulunur. İp merdivene benzeyen bu çift zincirli yapı, dönüm yapma özelliğine sahiptir. Bu yapının adı ise, heliks yapıdır. Bu zincirde bir adet omurga bulunmaktadır. Bu omurganın içerisinde adı, Adenin, Guanin, Sitozin ve Timin olan bazı bazlar sıralı olarak yerleşmiştir. DNA zinciri, insan hücresinde yaklaşık 1 metreyi bulabilmektedir.

DNA zincirindeki omurgaya sıralanmış olan bazların kağıda dökülme işlemi, oldukça karmaşık bir yapıdadır. Sadece bir hücredeki bazlar, tam tamına bir kütüphane dolusu bilgiyi bünyesinde barındırır. Bu durum, akıl sınırlarını oldukça zorlayıcı bir durumdur.

DNA'ya özel olan heliks yapı, bütün canlılarda aynı şekilde bulunur. Canlılar arasındaki farkı ise, heliks yapıda bulunan omurgada sıralanmış olan bazların dizilimi belirler. Çünkü bu, her canlıda farklı yapıda bulunmaktadır.

DNA yapısındaki sıralama o kadar özel ve hassastır ki, bu sıradaki ufacık bir bozulma, hasar ya da değişiklik, canlının sakat ya da ölü doğmasına yol açmaktadır. Çocuklardaki Down Sendromu ve Anemi hastalıkları, DNA zincirindeki bozulmadan kaynaklanan hastalıklardır.

Kategoriler:

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Coğafya Tarih Sitesi Matematik Sorusu Türkçe Sitesi