Bugüne kadar elektrikli araç dendiğinde akla gelen ilk gelen araba Tesla Roadsterdı. Yüksek hızlanma değerleri ve yüksek menzili şüphesiz ki onu sadece çevre dostu insanların almak isteyebileceği bir araba değil, yüksek hız tutkunlarının bile sahip olmak isteyeceği bir araba yapıyor. Ayrıca donanım olarak da diğer spor otomobillerden aşağı kalır yanı yok. Karbon Fiber özel iç döşeme, Karbon Fiber Kaput ve ön-arka spoiler, kısaca ISRKT yani İç Ses Azaltma Kiti, Xenon farlar, 10 yönlü ayarlanabilir süspansiyon, Alüminyum jantlar Tesla firmasının vadettiği teknolojilerden bazıları. Biraz yüksek olan fiyatına rağmen bu haliyle bile Tesla geleceği bizlere şimdiden sunabilen az sayıdaki elektrikli araba firmalarından biri.
Tesla; Model S ile de sadece spor değil, uzun yollar içinde alternatiflerinin olduğunu bizlere göstermiş oldu. Ayrıca sadece bir yıl sonra 2013 yılında da Model X adını verdikleri SUV modellerini piyasaya sürmeyi planlıyorlar. Gerçekten Tesla başarı merdivenlerini zamanın ötesinde teknolojileriyle adeta uçarcasına çıkıyor. Olaya böyle baktığımızda Tesla firması elektrikli araba sektörünün tek başarılı firması olarak algılanabilir. Ama aslında Tesla tek başına değil. Her ne kadar menzilleri az olsa da (Chevrolet Volt, Ford Focus EV, Fisker Karma vb) diğer araba markaları da kullandıkları teknolojilerle zamanın ötesinde sayılabilir. Örnek olarak Toyota Prius Hybrid modeli 5 Kw/h enerjiyle 30 km gidebiliyor.
Biraz düşünecek olursak, elektrikli bir scooter'i hareket ettirebilecek bir enerjiyi koskoca Toyota Prius'u 30 km götürebilecek kadar geliştiklerini fark ederiz. Hibrit araç km başına sadece 200-250 wat enerji harcıyor. Bundan da anlaşılıyor ki, Nissan onca yıllık araştırma ve geliştirmeden sonra hakikaten elektrikli araç teknolojisinde çok yol alabilmiş. Araçtaki gelişme o kadar bariz ki, bir km yolu normal bir ev bilgisayarının bir saatte harcadığı enerji kadar az bir bir enerjiyle katediyor. Verebileceğimiz bir diğer başarılı hibrit araç Porsche 918 Spyder. 918 nihayetinde bir spor otomobili olduğu için elektrikle sadece 25 km yol alabiliyor. Ama benzinli motorla beraber kullanıldığında güç 700 bg güç üretiyor ve çok şaşırtıcı bir şekilde benzinli motorun yakıt tüketimi 100 km'de 3, 3 litreye düşüyor. Yine bu araçtan da anlaşılıyor ki, sadece elektrik değil, benzin tüketiminde de zamanın ötesinde teknoloji kullanılıyor.
Her ne kadar zamanın ötesinde teknolojiler olsa da henüz elektrikli araçların uygulanabilirlik açısından bazı eksik yönler de yok değil. En büyük eksikliklerden birisi de altyapı sorunu. Avrupa ve Amerika gibi yerlerde altyapı çok hızlı gelişebiliyor ve her gün kullanıma bir şarj istasyonu ekleniyor. Öte yandan teknik alt yapı ve nitelikli eleman da her geçen gelişiyor. Yapılan araştırmalar sonucu Avrupa ve Amerika gibi yerlerdeki insanların 'Yeşil Araçları' tercih etmelerinin ilk sebebi çevre bilinci. Çevre bilinciyle işlerine sımsıkı sarılan mühendisler ortaya çok güzel fikirler çıkartıyorlar. Bunun en güzel örnekleri Tesla ve Fisker Automative şirketleri verilebilir. Bu örnekleri vermemizin nedeni aslında çevre bilinci ve devletin teşviki. Daha 3-4 yıl öncesinde Tesla firması araçlarını üretecek fabrika için en az 250 milyon dolara ihtiyaç duyuyordu. Bu parayı nereden buldular peki? Abd teşvikiyle fabrika kuruldu ve geleceğin otomobilleri üretildi.
Öte yandan Fisker şirketi. Şirket Henrik Fisker tarafından kurulmuş. Henrik Fisker uzun zaman Bmw ve Aston Martin için çalışmış ve Bmw Z8, Aston Martin DB9, Artega GT gibi süper otomobillerin tasarımcısı. Bir gün Henrik Fisker çalıştığı şirkete bir fikir götürmüş. Fikri elektrikli bir spor otomobil üretmekmiş. Fikrini çalıştığı şirkete sunan Henrik umduğunu bulamamış. Şirket ona elektrikli bir spor otomobilin yapılmasının imkansız olduğunu söyleyip fikrini kabul etmemiş. Şirketinden umduğunu bulamayan Henrik yine de pes etmemiş ve Abd'ye gitmiş. Abd'de aradığı sermayeyi devlet ona verir ve Henrik Fisker kendi soy adını taşıyan Fisker adlı bir marka çıkarır.
Bmw ve Aston Martin gibi rüya araba markalarında çalışmış ve sayılı güzel otomobiller tasarlamış olan Henrik, markanın ilk modelini çıkarır. Büyük beğeni toplayan araç hibrit bir araçtı. Benzin motoruyla beraber toplam 400 bg güç üretebilen araç, 20 kw enerjiyle 80 km yol alabiliyor. Belki de küllerinden doğan Henrik Fisker aslında hepimize göstermiş oluyor ki, gelecek sandığımızdan da yakın. Kendi şirketi tarafından kabul edilmeyen fikirleriyle belki de şu an eski şirketinin ona gıpta ile bakmasını sağladı. Fisker, Tesla, Quimera, Lola Drayson, Bmw Scooter ve daha bir çok yeşil araç. Aslında hepsinin ardında gelecek ve çevre bilinci var. Elektrikli araçlar ve diğer bütün yeşil araçlar her gün gelişiyor ve geleceğe ümitle bakmamızı sağlıyorlar. Belki de Ford'un sloganına kulak asmalıyız "Go Further".
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.