Doğum tarihi hakkında net bir bilgi olmasa da, otoriteler iki tarih üstünde yoğunlaşmışlar. İlk tarih 17. 05. 1900 ve diğer tarih 22. 09. 1902 'dir. İsfahan şehri yakınlarında Humeyn kasabasında, dönem alimlerinden kabul edilen Şii bilim adamı Ayetullah Seyid Mustafa Musavi 'nin, 6 çocuğunun en küçüğü olarak dünyaya geldi. Babasını küçük yaşta kaybetti. Babası bir suikast sonucu öldürülen Humeyni, annesini de daha çocukken kaybedecekti.
İsfahan' da eğitimini tamamladıktan sonra Kum şehri üniversitesine kaydolan Humeyni, 22 yaşına gelmişti. Doğduğu şehirden esinlenerek Humeyni soyadını kullanmaya başlaması da, bu zamanlara denk gelmektedir. O döneme kadar sadece isim ve lakap kullanılırken, yeni çıkan yasayla yaşayanlara soyadı kullanma zorunluluğu getirilmiştir. 1927 yılında gelindiğinde Humeyni saygın bşr Ayetullah ailesine damat oldu. Bu evlilik sayesinde 30 yaşına geldiğinde Ayetullah ünvanı almaya layık görüldü. (Ayetullah : Allah 'ın lütfu, Allah 'ın işareti) 1930 'lu yıllara gelindiğinde Humeyni, vaazlarında açıkça Rıza Şah ve oğlu Muhammed 'i eleştirmeye başlamıştır. Vaazlarında sosyal ve toplumsal konulara yönelik söylemleriyle halkın dikkatini çekmeyi başarmıştır. 50 'li yıllara gelindiğinde Humeyni ülkenin "Büyük Ayetullahları" arasına katılarak en büyük din otoritelerinden biri haline gelmiştir.
04. 06. 1963 tarihine gelindiğinde Humeyni iktidara hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı. Tutukluluğu sırasında yapılan görüşmelerde şah daha ılımlı olmasını talep etmiş ancak Humeyni reddetmiştir. Bunun üzerine Irak 'a 04. 11. 1964 yılında sürgün edildi. Irak 'ta Şii 'lerin çoğunluk olduğu Necef 'e yerleşmeyi tercih etti. Necef 'te sürgün hayatı yaşarken, hala şaha karşı sert tavrını koruyan Humeyni muhalefeti kendi çevresinde toplayarak bir kitle oluşturdu. Daha sonra İslam devrimini anlattığı gizli vaaz kasetlerini kaçak yollardan ülkeye sokarak halk üzerinde etkisini arttırmaya yönelik hamleler yaptı. Yaptıklarından şah rahatsız oldu ve Irak 'tan gönderilmesi yönünde girişimlerde bulundu. Irak 'tan gönderilen Humeyni Paris 'in batısında ki Neauple Chateau 'da yaşamaya başladı. Sözde İslam Devrimi için çalışmalara devam eden Humeyni, halk üzerinde istediği etkiyi yakaladığını anlayınca halkı örgütleyip protesto ve gösterileri başlattı. Halk şaha, Humeyni 'nin geri dönmesi için baskı yapmaya başladı. 16. 01. 1979 'da 79 yaşındayken hedefine ulaşmış ve ülkesine dönmüştü. Şah ABD 'ninde baskısıyla ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. Artık Humeyni bir halk kahramanı İslam Devrimcisi olarak ülkenin başındaydı.
Humeyni 'nin İslam Devriminin ilk karaları:
* Batı 'da yetişmiş hukukçular yerine Şeriat yasalarına göre hüküm veren mollalar getirildi.
* İslam 'da faiz haram sayıldığı için geleneksel bankalar kapatıldı.
* Vergi sistemi kaldırılarak yerine zekat sistemi getirildi.
02. 04. 1979 yılında Humeyni ABD 'nin desteğiyle İran İslam Cumhuriyeti 'ni resmen ilan etti. İslam Cumhuriyeti 'nde temel prensip olarak din ve devlet işleri birbirlerinden ayrılamaz bütün olarak kabul edildi. Humeyni politik ve dinsel sorunlara karşı geniş kapsamlı yetkilerle donatıldı. Devrim Mahkemeleri çok hızlı kararlarla muhalifler ve eski rejim yandaşları ölüme mahkum edildi. Humeyni batıyla olan bütün ilişkileri sona erdirdi ve İslam Devrimini yaymak istediği Arap ülkelerine yanaştı.
Humeyni 'nin sert tutumları Sünni Irak ve Şii İran 'ın arasını açtı ve 1980 'de savaşın başlamasına sebep oldu. Halkı tarafından adeta tapınılan Humeyni, dinsel sloganlarıyla donanım eksikliği olan İran ordusunu mutlak ölüme gönderdi. Ekonomik olarak sıkıntılı duruma düşen İran istediği askeri başarıyı yakalayamadığı için 8 yıl savaştıktan sonra ateşkes imzalamak zorunda kaldı. 1982 'den sonra sağlık sorunlarından dolayı geri planda kalmaya başladı. Şubat 1989 'da "Şeytanın Ayetleri" adlı romanın yazarı Salman Rüşti 'yi Tanrıya küfür ettiği gerekçesiyle ölümü yönünde fetva verdi. Aslında geri planda kalmış gibi görünüp hala politikada ve dinsel alanda etkisini göstermek adına bu önemli bir örnektir.
Humeyni geçirdiği iç kanamalardan sonra, Tahran 'da ameliyat edilmesi gerekince kişiliğinin putlaştırılması doruk noktasına ulaştı ve televizyonlarda ameliyat naklen verildi. Ameliyattan 12 gün sonra 03. 06. 1989 yılında 89 yaşında hayata gözlerini kapadı. Ancak; ondan geriye Sözde İslam Devrimi ve İran 'ın gerileyişi kaldı. Sözde devrim denilmesinin sebebini biraz açacak olursak: Daimi veya gayri-daimi nikah ile 9 yaşından önce eş ile cima (cinsel ilişkide bulunmak) caiz deyildir. Lakin diğer faydalanmalar, şehvetle el atmak, sarılmak veya tefhiz etmenin sakıncası yoktur. Hatta emzikteki olsa bile.
Bir erkek; koyun, inek, deve gibi hayvanlarla cima yapabilir. Ancak cimadan sonra hayvanı öldürmelidir. Etini kendisi ve çevresindekiler tüketemez. Komşu köylere satmasında sakınca yoktur. Bu ve bunun gibi söylemlerle sözde İslam Devrimi yapan Humeyni, bugün itibariyle İran 'ın cehalete sürüklenmesinin en büyük faktörüdür.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.