Taşköprü, Seyhan Nehri üzerinde kurulu olup; Adana'’nın merkez ilçelerinden Seyhan ve Yüreğir’i birleştiren kemerli yapıda inşa edilmiş köprünün adıdır. Orijinal hali 21 kemerden oluşan köprünün, 7 ayağı Seyhan Nehri’nin ıslah edilmesi ve başka doğal etmenler sebebiyle zaman içinde toprak altında kalmıştır. Günümüzde 310 metre civarında bir uzunluğa ve 12 metre civarında bir genişliğe sahip olan köprü, Roma dönemi eserlerinden birisidir.
Tarihçesi
Adana’nın simgesi olarak kabul edilen köprü; Roma İmparatoru Hadrian (ölümü m. s 138) tarafından (kesin bilgi olmamakla birlikte Auxentius’a) yaptırılmıştır. Justinianus döneminde onarıldığı bilinen köprünün o dönem aynı zamanda genişletildiği düşünülmektedir. Hemen hemen her medeniyet tarafında bir şeyler eklenen köprü; Bizans İmparatorluğu, Osmanlı Devleti, Türkiye Cumhuriyeti döneminde de defalarca yenileme çalışmalarına uğramıştır. Köprünün restore edildiği son tarih 2007 yılıdır. Dünya üzerinde ayakta kalmayı başarmış ve kullanılabilen en eski köprü olan taş köprü son restore edildiği tarih olan 2007 yılının başında motorlu araç trafiğine kapatılmıştır. Günümüzde sadece yaya trafiğine açık olan köprü, aynı zamanda sosyal ve kültürel etkinlikler içinde kullanılabilmektedir. Dönem içinde Saros Köprüsü, Justinyen Köprüsü gibi farklı isimlerle anılan köprü eklemeler ve yenilemelerle dolayı birçok medeniyetin izlerini taşımaktadır. Farklı dönemlerde farklı isimlerle anılan köprünün yapım yılı ve süresi tam olarak bilinmemekle birlikte çeşitli söylentiler mevcuttur. Seyhan Nehri üzerinde kurulması planlanan bir köprüden bahsedilen ilk belgelere, Antik Yunan belgelerinde rastlanmıştır. Bilinen tek gerçek binlerce yıldır ayakta duran bir köprünün olduğudur.
Kültürel miras olarak ta önemli yer tutan köprü, türkülere bile konu olmuştur. Yine aynı şekilde doğruluğu kesin olmamakla birlikte, gezgin Evliya Çelebi’'nin gezip gördüğü ve notlarına geçirdiği dönemde köprünün uzunluğunun 540 ile 560 metre arasında tahmini bir değere dayandığı dile getirilmektedir. Böylesine değerli ve eski, sembolik bir eserin birçok farklı medeniyetten taşıdığı, onlarca izin içinde özellikle sel bölücülerin bulunması hala izlerini taşıdığı en önemli medeniyetin Romalılar ve Roma mimarisi olduğunu göstermektedir.
Aynı zamanda böylesine sembolik eserlerde karşılaşıldığı üzere, Taşköprü’nünde şehir efsanesi olmuş bir hikâyesi vardır. Hikâyeye göre sürekli taşan Seyhan Nehri üzerine bir köprü yapılmasını ve dönemin coğrafi şartları düşünülürse yapılan köprünün ayakta kalmasını çok önemseyen İmparator Hadrian, köprünün mimarından özellikle dayanıklılık konusunda elinden gelenin en iyisini yapmasını ve yüzlerce yıl ayakta kalabilecek bir yapı ortaya çıkarmasını ister. Mimar elinden gelenin en iyisini yapabileceğini düşünmekte ve nehrin hareketlerini izleyip, taşma durumlarında ayakta kalabilecek ve yüzlerce yıl olmasa bile onlarca yıl kullanılabilecek bir yapı meydana getirmek üzere çalışmaktadır. Fikirler hayata geçmeye başlayıp köprü temelleri atılıp son hızla devam ederken İmparator Hadrian belki Seyhan Nehri’ne güvenmediği belki de mimara güvenemediği için yapının ayaklarından bir tanesinin içine köprü yıkılırsa yeniden yapılabilecek kadar altın koyulmasını istemiştir. Ama geçen zaman İmparator Hadrian’ı değil köprünün mimarını haklı çıkarmış ve köprü değil onlarca, yüzlerce yıl mimarının bile düşünemeyeceği kadar uzun zamanlar ayakta kalmayı başarmış ve binlerce yıl sonra bile hala ayaktadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.